top of page

Bilgisayar' ın Babası Alan Turing' in İlham Veren Hayatı


Bir memur çocuğu olan Turing, 23 Haziran 1912’de İngiltere’de dünyaya geldi. İyi bir ilköğretim ve lise eğitiminin ardından Cambridge Üniversitesi Matematik Bölümünden mezun oldu. Sonrasında Olasılık Teorisi hakkındaki makalesi ile King’s College’tan çalışması için kaynak buldu. 1936 yılında Hesaplanabilir Sayılar Üzerine yazdığı makale ile bilgisayarların karar verme mekanizması hakkında geliştirdiği yöntem ile adını duyurdu ve dijital bilgisayarın temel mantıksal ilkelerini özetleyen soyut bir bilgisayar makinesi olan evrensel Turing makinesini icat etti. Bu çalışmaları akabinde Princeton Üniversitesinde matematiksel mantık alanında doktorasını tamamladı.


1938 yazında Amerika Birleşik Devletleri'nden King's College'daki çalışmalarına dönen Turing, devletin şifre kırma merkezinde çalışmaya başladı. Polonya hükümeti tarafından tedarik edilen ve Almanlar tarafından şifreleme cihazı olan Enigma Makinesi ve planları üzerine çalışarak savaş sırasında ekibiyle birlikte istihbarat toplamaya çalıştı. Bu makineye karşı geliştirilen ilk örneklerden olan Bomba adlı basit hesaplayıcı üzerinde teorik çalışmalarından yola çıkarak önemli ilerlemeler kaydetti ve 1942’de bilgisayarın atası sayılan Tunny adını verdikleri makineyi icat etti. Böylelikle savaşın ilerleyen dönemlerinde ayda neredeyse 84.000 şifre kırmayı başarabilen bu makine sayısız zayiatın önüne geçilmesini sağladı.


1945'te, savaş bittiğinde, Turing, elektronik bir bilgisayar oluşturmak için Londra'daki Ulusal Fizik Laboratuvarı'na (NPL) göreve başladı. Otomatik Hesaplama Motoru (ACE) için yaptığı tasarım, elektronik olarak depolanmış çok amaçlı bir dijital bilgisayarın ilk eksiksiz örneğiydi. Turing’in ACE'si planladığı gibi inşa edilmiş olsaydı, diğer ilk bilgisayarlardan çok daha fazla belleğe sahip ve daha hızlı olacaktı ancak NPL'deki meslektaşları makinenin yapılmasının çok zor olduğunu düşündüklerinden daha basit bir ve çok daha küçük bir makine olan Pilot Model ACE (1950)’in üretimini gerçekleştirdiler.


Turing, çalışmalarıyla yapay zekanın ve modern bilişsel bilimin kurucusu olmuştur. Ayrıca insan beyninin büyük ölçüde dijital bir bilgisayar makinesi olduğu hipotezinin önde gelen ilk temsilcilerinden biridir. Doğumdaki korteksin, "eğitim" yoluyla "evrensel bir makineye veya onun gibi bir şeye" evrilen "organize olmayan bir makine" olduğunu teorileştirip 1950 yılında Turing testi olarak bilinen yapay bir bilgisayarın düşünüp düşünmediğine dair halen geçerli olan çalışmasını ortaya koydu.


Mart 1951'de prestijli bir konum olan Londra Kraliyet Cemiyeti'ne seçildi ancak bu tarihten itibaren hayatı zorlaşmaya başladı. Mart 1952’de eşcinsel olduğu gerekçesi ile ahlaksızlıkla suçlanarak oniki aylık hormon tedavisine maruz bırakıldı. Bu nedenle Britanya kod kırma kurumu Devlet İletişim Merkezi'nde (GCHQ)’ki görevinden alındı.


Bu uzaklaştırmadan sonra hayatının geri kalanını Manchester'da geçirdi. Araştırmalarına odaklanan Turing 1951'den beri şu anda yapay yaşam olarak bilinen şey üzerinde çalışıyordu. Canlı organizmalarda form ve model gelişimi üzerine yaptığı araştırmanın yönlerini anlatan, 1952'de "Morfogenezin Kimyasal Temeli" ni yayınladı. Turing, hayvanlarda ve bitkilerde anatomik yapının oluşturulması için varsaydığı kimyasal mekanizmayı modellemek için Manchester’ın Ferranti Mark I bilgisayarını kullandı.


Bu çığır açan çalışmanın ortasında yatağında siyanürle zehirlenmiş biçimde ölü bulundu. Makamların resmi açıklamasında ölümünün intihar olduğunu beyan etti. Bu karara varılmasındaki genel neden eşcinsel olduğu gerekçesiyle zorla uygulanan hormon tedavisinin intihara sürüklediğine ilişkindir. Ancak söz konusu tedavinin bitiminden bir yıl sonra böyle bir olayın gerçekleşmesi belirli şüpheleri beraberinde getirdi. Parlak bir zihne sahip Turing’in intihara meyilli olduğu veya zihnen dengesinin bozulduğuna yönelik iddiaların hiçbiri kanıtlanamadı. İntihar ihtimali göz ardı edilemese de yatak odasına bitişik küçük laboratuvarında yaptığı deneyden siyanür dumanlarını solumasının sonucu olarak ölümünün bir kaza olması ihtimali de göz ardı edilmemiştir. Bununla birlikte Turing’in eşcinsellerin ulusal güvenliğe tehdit olarak görüldüğü bir dönemde kriptanaliz hakkında çok şey bildiği düşünüldüğünde, gizli servisler tarafından işlenen bir cinayete kurban gitmiş olabileceği ihtimali de varlığını halen korumaktadır.


Bilgisayarın hayatımızda ciddi değişiklere neden olması ve ayrılmaz bir parçası haline gelmesiyle Alan Turing dünya çapında bir üne kavuştu. Eşcinsel olması ve bundan dolayı suçlu bulunarak yargılanmış olması nedeniyle Birleşik Krallık adalet sistemi ve tarihi ciddi bir tepki topladı. Kamuoyunun tepkisine daha fazla sessiz kalamayan hükümet 2009 yılında alenen özür diledi. Bundan dört yıl sonra da Kraliçe II. Elizabeth Turing’in ölümünün ardından elli yıllık bir gecikmeyle kendisine “suçundan dolayı” kraliyet affı verdi.


Çalışmaları sayesinde insanlığın büyük bir ilerleme kaydetmesini sağlayan Turing, yaşadığı dönemde her ne kadar kötü muameleye maruz kalmış olsa da günümüzde dünyayı değiştiren bir bilim adamı olarak elimize telefonumuzu her alışımızda; bilgisayarımızı her açışımızda bu ünvanı ne kadar hak ettiğini bizlere göstermektedir.

70 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page